Nöralterapi (4.Baskı)
İlk baskısı çıkar çıkmaz tükenmesi ikinci ve üçüncü baskının tükenmiş olması dördüncü baskıyı zorunlu kıldı.
Regülasyon tıbbında eğer siz kişinin rahatsızlığı her ne olursa olsun bedenden bu toksinleri uzaklaştıramıyor ve bedenin gerçek manada olması gereken regülasyonunu sağlamıyorsanız bir adım sonrasında organlarda ve dokularda fonksiyonel düzensizlikler ve daha sonra da kronik hastalıklar yerleşecek ve organlarda yapısal hasarlar oluşması kaçınılmazdır.
Kronik enflamatuar hastalıkların sayısı son yıllarda önemli ölçüde arttı ve hastalıklara eğilim de giderek artıyor. Bu eğilimin özellikle sanayileşmiş ülkelerde olduğu kadar ülkemizde de sayısal olarak artışı göze çarpıyor. Bu sebeple kronik enflamasyon artık bir medeniyet hastalığı olarak adlandırılır. Bu durum sağlıksız beslenme kalitesiz uyku ve egzersiz davranışının yanı sıra stres faktörleriyle şekillenen modern yaşam tarzı ile açıklanabilir vücuttaki enflamatuar süreçler tetiklenir.
Bununla birlikte bedenimizin sağlıklı olması için vücudumuzun her yerini bir ağ gibi saran sinir sistemi bu kusursuz çalışmada önemli bir rol oynar. Bir hastalık durumu belirdiğinde bu durum sadece tek başına “safra kesesi mide eklem” gibi bir organı etkilemez aksine tüm sistemi (vücudu) sarar. Bu duruma müdahale etmek ve normal çalışma düzeninden uzaklaşmış organizma süreçlerini tekrar dengeye getirmek ise gerçek tıbbın özünde de NÖRALTERAPİ Regülasyon tıbbının görevidir.
Nöralterapi yaklaşımında bedene organların tek tek toplamından oluşan bir organizma olarak bakılmaz. Çünkü bütünlük ve regülasyon yaklaşımında organların tek tek sorunsuz olmasının yanı sıra birbiriyle olan ilişkisi bedenin enerjisi kişinin psikolojik ve toplumsal durumu da önemlidir. Bu yüzden bu yaklaşımın temelinde ana ekseni oluşturan bağ dokusunu ve vücudun bütün fonksiyonlarını düzenleyen Otonom Sinir Sistemi veya eş anlamlı olarak Vejetatif Sinir Sistemi’nin (VSS) gerçek işlevselliği bir bütünlük içinde değerlendirilir ve tanı bu bağlamda konulup tedavi gerçekleşir.
Tıbbın asıl hedefi hastaları iyileştirmek yani diğer bir deyişle hastalıkların semptomlarını gidermek rahatsızlıkları oluşturan faktörleri ortadan kaldırmak ve koruyucu hekimlik yaparak tam bir şifa sağlamak olmalısıdır. Ancak bedende biriken toksinleri bedende uzaklaş- tırmadan kalıcı bir şifa sağlamak pek de mümkün olmuyor. Bedeni toksinlerden uzaklaştırmakta basit detoks kürleri ile olacak bir şey değildir.
Bedenimizdeki gerçek regülasyonun biyolojik temelini vejetatif diğer bir adıyla otonom sinir sistemi oluşturmaktadır. Bedenimizdeki bu mükemel sistemi tedavi edecek metodun adı da NÖRALTERAPİDİR.
Stres durumunda yani her hangi bir şekilde yüklenme (fiziksel, kimyasal, mental vd.) vejetatif sinirin önemli bir tarafı olan sempatik sinir gereğinden daha fazla aktif hale gelerek beyin sinirlerinden olan vagusu çalışmaz hale getirerek kişinin gelen her uyarıya karşı savunmasız hale gelmesine neden olur.
İnsan bir makine olmadığı gibi hiçbir zaman insanın organların toplamı veya tamamı bütünü değildir. Çünkü bütünlük ve regülasyon yaklaşımı organların tek tek sorunsuz olmasının yanı sıra bir biriyle olan ilişkisinin bedenin enerjisel psikolojik sosyal ve toplumsal durumunun değerlendirilmesi anlamındadır. Bu yüzden tamamlayıcı tıp yaklaşımında ana ekseni oluşturan bağ dokusu ve vejetatif sinir sisteminin gerçek işlevselliği bütünlük içinde değerlendirip bu bağlamda tanının konulması ve tedavi edilmesidir. Bu bütünlüğü sağlayacak en azında mevcut sistemler arasında ki bağlı kökleştirecek ve bireye sağlık verecek sistemin adı da “nöralterapidir”.
Tedavide Başarılı Olmak İçin
İnsan bedenini daha kapsamlı bir bakış açısıyla değerlendirmek gerekmektedir. Morfolojik bakış açısı fiziksel ve kimyasal parametreleri içinde taşır. Bununla birlikte fonksiyonel bütünlük ve bakış acısının da olaya dahil edilmesi gerekir. Söz konusu olan fonksiyonel bakış açısı enerji ve kibernetik durumu da içinde barındırmalıdır.
Terapide başarılı olmanın ana koşulu tanının doğru konulmasıdır. Tanı koyma işlemi kişiye özel olmalı ve kişide meydana gelen değişikliklerin zamansal ilişkisi ile fonksiyonel yapı göz önünde bulundurulmalıdır.
İşte bu anlamda nöralterapi tamamlayıcı tıp ve regülasyon tıbbı ile modern tıp arasından köprü olabilecek metodun adıdır.
Nöralterapi modern tıptan köken alan kendi gelişimini sağlamış ve yöntemlerini oluşturmuş bir tedavi metodudur gerçek sağlık için elzemdir.
Hiçbir hasta diğeriyle aynı olmadığı gibi teşhis konulan rahatsızlıklar benzer olsa da ortaya çıkış şekilleri farklıdır. Bunun için de biz belirli semptom ve hastalıkla uğraşmaktan çok kişinin tam ve kalıcı sağlığı için bütüncül bir yaklaşım sergiliyoruz.
Mesleğinizde daha başarılı olmanız dileğiyle.
Hüseyin Nazlıkul